20 Ekim 2016 Perşembe

Kendime Mektup

Bugün benim doğum günüm. Katıldığım bir seminerde yazdığım notlar gözüme ilişti çekmecede ve yazdıklarıma baktım. Seminerin başında bir sürü niyet belirlemişim  ‘’2016 da dileklerim ‘’ başlığı altında, bir kısmı gerçekleşmiş bir kısmı gerçekleşmemiş, sonra aldım kalemi elime ve aşağıdaki kelimler döküldü kendimden kendime.
‘’ Fazla kara kaplı bir deftere ışıklarla dolu bir kalemle dileklerimi yazmışım. Olanlar ve olmayanlar burada. Olanlara şükürler olsun, olmayanları oldurmaya niyet ediyorum. Bir yaşıma daha giriyorum, tek isteğim her alanda özgürlük. Sonsuzluğu ve sınırsızlığı deneyimlemek istiyorum. Neşeli olmak ve bol kahkahalı bir yaş ve hayat diliyorum. Sınırsız, sonsuz ve koşulsuz sevgiyi hissetmek niyetim. Yeni yaşıma, değişime, dönüşüme, hayatın bana getireceklerine hazırım. Olmakta olan mükemmele kendimi açıyorum. En yüksek potansiyelimi yaşamaya ve bundan keyif almaya hazırım. Beni buna hazırlayan kendime minnettarım. Acılarıma, mutluluklarıma, bana bunlara yaşatanlara milyonlarca şükürler olsun. Kendimi seviyorum ve takdir ediyorum. Hiç başı okşanmamış ve takdir edilmemiş bir çocuğun başkalarından takdir beklemesini bırakıyor ve kendi kendimi takdir ediyorum. Başardıklarım için, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığım için takdir ediyorum. Bunca farkındalığa ulaştığım için ve bunca kendimle yüzleşebildiğim için. Birisine kızdığında, karşındaki senin aynan dediklerinde böyle saçma şey mi olur deyip gitmediğim için kızdığımda ya da kıskandığımda gerçekten ben neyin farkına varmalıyım da bu olayı yaşıyorum diye irdeleyebildiğim için. Farklı farklı konularda karşıma çıkan sorunlardaki aynalarıma baktıkça canım acısa da kendimden nefret ettiğim zamanlar olsa da yine yola devam edebildiğim için. Kendime sımsıkı sarılıyor ve başardın kızım en zoru başardın, sen kendin en büyük mucizesin diyorum. Yeni yaşımda kendi sesime ve kalbime kulak vermeye niyet ediyorum. ‘’
Bunlar içerden birden bire dökülen cümlelerdi ve düşününce herkesin kendine bir mektup borcu var diye düşündüm ve sitede paylaşmaya karar verdim. Genel yapı olarak hep başaramadıklarımıza odaklanıyoruz da, başımızı okşamak pek aklımıza gelmiyor. Neleri en iyi biz yapıyoruz, neler neler geçti başımızdan ve hala dim dik ayaktayız diye düşünmüyoruz hiç. Ömrümüz birileri bizi takdir etsin diye geçiyor. Önce kendi başardıklarımızı kendimiz takdir etmeliyiz. Kendimizi sevmeliyiz ve başardıklarımızın farkına varmalıyız ki daha ileriye yol alabilelim.

Sevgi,nefes, ışık ve aşkla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder