Bugün benim doğum günüm. Katıldığım bir seminerde yazdığım notlar gözüme ilişti çekmecede ve yazdıklarıma baktım. Seminerin başında bir sürü niyet belirlemişim ‘’2016 da dileklerim ‘’ başlığı altında, bir kısmı gerçekleşmiş bir kısmı gerçekleşmemiş, sonra aldım kalemi elime ve aşağıdaki kelimler döküldü kendimden kendime.
‘’ Fazla kara kaplı bir deftere ışıklarla dolu bir kalemle dileklerimi yazmışım. Olanlar ve olmayanlar burada. Olanlara şükürler olsun, olmayanları oldurmaya niyet ediyorum. Bir yaşıma daha giriyorum, tek isteğim her alanda özgürlük. Sonsuzluğu ve sınırsızlığı deneyimlemek istiyorum. Neşeli olmak ve bol kahkahalı bir yaş ve hayat diliyorum. Sınırsız, sonsuz ve koşulsuz sevgiyi hissetmek niyetim. Yeni yaşıma, değişime, dönüşüme, hayatın bana getireceklerine hazırım. Olmakta olan mükemmele kendimi açıyorum. En yüksek potansiyelimi yaşamaya ve bundan keyif almaya hazırım. Beni buna hazırlayan kendime minnettarım. Acılarıma, mutluluklarıma, bana bunlara yaşatanlara milyonlarca şükürler olsun. Kendimi seviyorum ve takdir ediyorum. Hiç başı okşanmamış ve takdir edilmemiş bir çocuğun başkalarından takdir beklemesini bırakıyor ve kendi kendimi takdir ediyorum. Başardıklarım için, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığım için takdir ediyorum. Bunca farkındalığa ulaştığım için ve bunca kendimle yüzleşebildiğim için. Birisine kızdığında, karşındaki senin aynan dediklerinde böyle saçma şey mi olur deyip gitmediğim için kızdığımda ya da kıskandığımda gerçekten ben neyin farkına varmalıyım da bu olayı yaşıyorum diye irdeleyebildiğim için. Farklı farklı konularda karşıma çıkan sorunlardaki aynalarıma baktıkça canım acısa da kendimden nefret ettiğim zamanlar olsa da yine yola devam edebildiğim için. Kendime sımsıkı sarılıyor ve başardın kızım en zoru başardın, sen kendin en büyük mucizesin diyorum. Yeni yaşımda kendi sesime ve kalbime kulak vermeye niyet ediyorum. ‘’
Bunlar içerden birden bire dökülen cümlelerdi ve düşününce herkesin kendine bir mektup borcu var diye düşündüm ve sitede paylaşmaya karar verdim. Genel yapı olarak hep başaramadıklarımıza odaklanıyoruz da, başımızı okşamak pek aklımıza gelmiyor. Neleri en iyi biz yapıyoruz, neler neler geçti başımızdan ve hala dim dik ayaktayız diye düşünmüyoruz hiç. Ömrümüz birileri bizi takdir etsin diye geçiyor. Önce kendi başardıklarımızı kendimiz takdir etmeliyiz. Kendimizi sevmeliyiz ve başardıklarımızın farkına varmalıyız ki daha ileriye yol alabilelim.
Sevgi,nefes, ışık ve aşkla…
20 Ekim 2016 Perşembe
Kendime Mektup
Etiketler:
basinioksamak,
kendimemektup,
kendinisevmek,
mektup,
mucize,
nefes,
onaylanmak,
takdiredilmek
Geçen sene bir yılbaşı gecesi babam beni bırakıp gittiğinde, aslında anladım ki ölüm bir son değil başlangıç. Küçük bir kız çocuğuydum ve ilk aşık olduğum adam istemesem de beni bırakıp gitmişti. Hayatta ilk terk edilişim değildi ancak en acısıydı. Onun nereye gittiğini bulma sürecim beni buralara kadar getirdi. Transformal Nefes seminerlerinin birinde kulakları çınlasın ve güzellikler hep onunla olsun:) sevgili Ömer İnan babamı çok özlediğim bir anda onun bana bir hediye bırakarak gittiğini söylediğinde düşündüm ve evet dedim gitti ve bir arayış hediye etti bana.Babamın bir ruhu olduğunu ilk o zaman fark ettim ve ruh ölümsüz dedim. Babamı ararken kendimi buldum. Sonra da yolculuğumu paylaşmaya karar verdim.Bu yolculukta yoluma çıkan ve yolumu açan herkese çok teşekkürler. Umarım yaşadıklarım ve yazdıklarım kalplerinize ulaşır ve kendi hikayenizi yazmanıza vesile olur...
Sevgi, nefes, ışık ve aşkla ...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder