10 Eylül 2014 Çarşamba

Bizim icin Var olan Bolluk- Bereketi Almak

Transformal nefese başladığımdan beri ilerleme kaydetmeye ve öğrenmeye çalıştığım konulardan biri de benim için hazır olan mucizeleri, bolluk- bereketi, hediyeleri, sevgiyi almakla alakalıydı. Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim almaya açık olmak kavramı bizim için var olan güzellikleri kolaylıkla kabul etmek ve bize ulaşması için kendimizi açmak. Nefesten önce kendimin almaya kapalı olduğunu dahi bilmiyordum ve hep maddi sıkıntılar çekiyor, istek ve dileklerime hep çok çabayla ulaşıyordum. İstediğim şeylere ulaşmak için ya büyük bedeller ödemem ya da büyük çabalar sarf etmem gerekiyordu. Nefesle birlikte vücudumuzda çalıştığımız noktalardan birinin (akupunktur ve meridyen noktaları) alma noktası olduğunu ve oradaki blokajın seans sırasında açılması ve oraya daha çok nefes gitmesi ile benim de hayatımda bolluk bereketin artmasının doğru orantılı olduğunu öğrendim. Zaten nefese devam ettikçe isteklerime daha kolay ve hızlı ulaşır hale gelmiştim. Buna rağmen eski yazılarımda da bahsetmiştim, melekler bana araba plakaları ile işaretler veriyorlar ve sürekli  ‘AL’ plakalı araçlar görüyordum. Ben bunu hep kendimi almaya açmak olarak yorumluyor ve daha ne yapmalıyım ki diye düşünuyordum. Bu konuda da meleklerden yardım istemeye devam ediyordum. Bir taraftan da Allah’da kaynağın sınırsız ve sonsuz olduğunu biliyor ve bu kaynağın bana aynı sonsuzlukta akmadığına şahit oluyordum. Burada suçlu Allah değil bendim. Kendi sorumluluğumu alıyor ve neden diye Allah’ı suçlamak yerine neden almıyorum diye kendime soruyordum. Evet eskiye göre borçlarımı daha kolay ödüyordum, ne zaman bir ödemem olsa illaki o ay hiç bilmediğim bir yerlerden maaş dışında bir para geliyordu. ( Hatta bir keresinde eşimin taaa üniversiteden hiç hatırlamadığı bir arkadaşı aradı ve 20 yıl önce çok zor bir zamanda 400 Euro eşimin ona borç verdiğini ve şimdi (yıl 2014’de)geri ödemek istediğini söyledi, kız bankacı imiş ve eşimin numarasına banka maaş bilgilerinden ulaşmış ve tam ihtiyacımız olan ayda da borcu bize geri ödedi. Yani paranın nereden geleceği ile kafamızdaki sınırlamaları kaldırmamız lazım. Para sadece maaşla gelmez, her yerden ve her koşulda gelebilir. Kaynak sınırsız ve sonsuz, sadece almasını bilelim.) Gelelim sınırsız ve sonsuz kaynağın bize akmasına neyin engel olduğuna. Bu konu üzerine çalıştıkça ve düşündükçe fark ettim ki almak istediğim şeyleri hep erteliyordum, almak için hep biraz daha borcumuz bitsin o zaman alayım, bu ay acelesi yok bir daha ki aya kalsa da olur diye kendim için almayı erteliyordum. Ben erteledikçe paranın da bana akışını engelliyordum. Ben almıyordum, kaynaktan da bana akmıyordu. Enerji bende tıkanıyordu. Ne kadar harcama gücüm olmadığını düşünsem de kendi istediğim şeyleri başkalarının değil ama sadece kendi istediğim şeyleri, bu bir kitap da olabilir, bir ayakkabı ya da bir kıyafette almayı ertelememeye karar verdim . Hatta özellikle almaya başladım. O ay ödeme gücüm var mı yok mu ona bakmadan aldım. Ne de olsa sınırlar  benim kafamdaydı. Bolluk ve bereket, para akışı ve paranın alma- verme döngüsü bu sayede sağlanmış oluyordu ve herhangi bir tıkanıklık olmadan paranın bana akması, benim kendi ihtiyaçlarımı almamla sağlanıyordu. Ben kendi ihtiyaçlarımı önemsedikçe ve aldıkça para da gelmeye devam ediyordu. Alma- verme dengesi sağlanmış oluyordu. (Tabii burada parayı şuursuzca harcamaktan ve tüketim toplumu olmaktan bahsetmiyorum, yanlış anlaşılmasın, sadece benim için ihtiyaç olan ve beni mutlu edecek şeyleri almayı ertelememekten bahsediyorum.) Nihayet meleklerin mesajını doğru algılamıştım. Tabii bunu çözmem biraz zaman aldı. Bugün bu bilgileri bir arkadaşımla paylaşırken, sizlerle de paylaşmam gerektiği aklıma düştü. Sonuçta bir çözüm bulunmuşsa, bir kolay yol varsa ve ben bunu bulmak için uğraşmışsam, diğer insanlar bu bilgiye kolaylıkla, çaba sarf etmeden ulaşmalıydı. Bizim için tecrübe olan ve çabalayarak bulunan şeyler diğer insanlar için daha kolay olmalıydı. Bence tecrübe paylaşılmalıy di ki bu tecrübeden faydalanmak isteyenler de kısa yoldan rahata erebilsinler. Belki de tekamül de ki yerim budur, deneyimlemek ve paylaşmak. Belki de tekamül de hiçbir yerim yoktur, sadece olan yaşanılanı paylaşmaktır.

Sevgi,nefes,ışık ve aşkla …

8 Eylül 2014 Pazartesi

Seyhtan'in Son Gunu- Burak Ozdemir

Tanri' nin Dogum Gunu ve Levh-i Mahfuz kitaplariyla sevdigim Burak Ozdemir' in bir baska kitabida Seyhtan' in Son Gunu, ben tum kitaplarini keyifle okudum. Ozellikle de Kuran-i Kerim' in Turkce mealini okudum ve bana cok sacma geldi diyenlerin mutlaka okumasi gereken kitaplar oldugunu dusunuyorum. Burak Ozdemir bize ogretilen ancak eksik ogretilen bambaska bir dinin kapilarini aciyor. Kuran'daki ayetlerin turkce meallerini ve anlamlarini anlatiyor. Kur-an' in bir suru batini anlami mevcut olup, her farkindalik seviyesinde ayetlerin anlamlari da farklilik kazaniyor. bunlar genelde pek bizlerle paylasilmiyor. Temeli sevgi olan bir din korku kulturu uzerine kuruluyor ve bizlere de ogretiliyor. Herkes ibadetini cennete girmek icin yapiyor, gercekten allah'la bag kurmak icin, onu hissederek ibadet eden pek yok nedense. Burak Ozdemir de iste bu batini anlamlara aciklik getiriyor ve aklinizdaki dinle ilgili sorulara inanilmaz guzel cevaplar veriyor. Bem keyifle takip ediyorum.Sizlere de tavsiye ederim. Asagida yeni kitabindan hosuma giden bir iki bolumu sizinle paylasacagim. Yuregine, emegine saglik Burak Ozdemir....

Sevgi, nefes, isik ve askla...


- Gercek dua nedir bilir misin kucugum? Gercek dua, kolunu kestiginde acik yaranin mikrop kapmasi kadar gercektir. Kolun gercekten kesildiyse , o mikrobik organizmalar seni mutlaka bulacaktir. Dua knedinden feda icerirve mutekamil bir nefsle ettigin gercek duada, sen kolunu gozunu kirpmadan pozitif anlamiyla kesmis olursun. Evrenin neresinde olursan ol, o organizmalar orada varolmayi mutlaka basaracaklardir. Duana donecek olursak, eger bu dua kabul edilmediyse, knedine donup sorusturman gereken nokta NET MIYDIM ? Duanda net misin? Temenni edenlerde misin yoksa sadece talep edenlerden mi? Ne yapacagini arayanlardan misin ne yaptigini bilemeyenlerden mi? Dua ne yaptigini gercekten bilenlerin evrenden aldigi karsiligin adidir. Ne yaptigini bilmeyenlerin yolculugu, ne istedigini gercekten bildigi istasyona gelinceye kadar devam edecektir.

- Insan mucizelerinin altinda hep ayni gizli kahraman vardir. Oz, konusmadigi icin, krediler, tebrikler ve alkislar, mucizelerin figuranlari olan doktorlara, ilaclara, aletlere ve uygulamalara gider. Insan, gercek bir mucize makinasidir. Mucize, zaman zaman yasanan siradisilik degildir. Mucize, kesintisizce faaliyet gosteren perdenin, zaman zaman aralanarak desifre olmasidir.

- Her insan, insan gibi dogar. Rutin bir bicimde, ancak dogumlari talip eden hayat omurlerinden oyle kimlikler ortaya cikar, oyle hikayeler yasanir ki bunlara insan mucizesinin disinda baska bir adla yaklasamazsin. Kimi insanlar ' Keske bu hikaye hic bitmese, bu insan sonsuza kadar yasasa' dedirtir, diger insanlara. Mustafa Kemal bu hikayelerden biridir. Bir rutin dogumun gerceklestigi ancak bu dogumlarin ardinda doldurulmaz bosluklar biraktigi bir hikaye. Ardinda biraktigi bosluk yer yer bir travma halini alir. Insan her canli gibi dogar ve her insan gibi olur. Fakat bu iki noktanin arasinda gezegene damgasini vuracak essiz hikayeler yaratir. Bu, insanoglunun hikayesidir.

Bir Melek yeryuzune indiginde, gokyuzune bir melek olarak devam edecektir.
Oysa Hira donusunde Cebrail, ayni Cebraildir.
Ancak Muhammed ayni Muhammed degildir.
Insan, bir ciplak cocuk olarak dogup, bir ATATURK olarak olebilen,
Tanrisal potansiyelin resmi adidir.

Burak Ozdemir.


8-13 Kasim Trasnformal Nefes Semineri

Bu seminer hayatinizda kendinize vereceginiz en degerli hediye. Kendi seminer deneyimimi de blogumda detayli olarak paylasmistim, Anne karni sicakliginda havuz seansi ve dogum travmalarinin cozulumu, cesitli farkindalik calismalri ve bol bol trasnformal nefes seansi deneyimleme firsati. Egitimden geldigimde hic bir sey eskisi gibi olmadi, hep hayatim daha kolaya ve keyifliye dogru degisti. Mevlana'nin dedigi gibi hic bir gun bir oncekinin aynisi olmadi. Degerli egitmenimiz Nilgul Tavsel' in Sile' de duzenleyecegi ve degerli trasnformal nefes egitmenleri ve koclarinin katilacagi seminer 2014 icin yapilacak son seminer olup, erken kayit indirimi 15.09.2014 de sona erecektir. Seminere kayit formu ve detayli bilgi icin babaminhediyesi@gmail.com adresinden bizimle iletisime gecebilirsiniz.


Sevgi, nefes, isik ve askla



TBF Nefes Semineri ( Level I,II,III)

 8- 13  Kasım 2014 Şile / İstanbul


Nilgül Tavsel`in önderliğinde ve pek çok yerli ve yabancı eğitmenler eşliğinde yapılan 6 günlük muhteşem bir eğitim.

Kişisel Transformal Nefes® Semineri şu an yeryüzünde bulunan en güçlü kişisel gelişim metodlarından biri.

TN® Seminerleri 10 yılı aşkın süredir binlerce insanın yaşamına enerji, canlılık, sevgi, güç ve herşeyden önemlisi ruhsal, zihinsel ve fiziksel sağlık olarak geri döndü!

Transformal Nefes®, 25 yıldır tecrübelerini tüm dünya ile paylaşan uzman metafizik doktoru Judith Kravitz tarafından yaratılmış bir sistemdir. Judith; gırtlak tümörüne yakalandığı yıllarda geliştirmeye başladığı tekniği kendini iyileştimekte kullanıp, büyük başarı elde ettikten sonra bunu tüm dünya ile paylaşmaya başladı.

 Kendisi şimdi tüm dünyayı dolaşarak bu inanılmaz süreci bizlerle paylaşıyor. Son 10 yıl içerisinde 3000 nefes terapisti yetiştirerek, özel ve grup seanslarında yüzbinlerce kişinin yaşamına sağlık ve mutluluk getiren Judith; birçok doktor, sağlık uzmanı, sağlık problemi olan kişi ve ünlülerin yanısıra Amerika’nın en üst seviyelerinde bulunan birçok devlet adamı ile de çalışmalar yaptı.

 Judith’in "Breathe Deep, Laugh Loudly", "Derin Nefes Al, Kahkahalarla Gül" adlı kitabı ise kısa zaman içerisinde tüm dünyadaki nefesçilerin el kitabı oldu.

Nefes yaşam demek! Nefes olmadan yaşam da yok!

Çok basit ve gerçek. Bu dünyadaki yaşamımız ilk ve son nefesimiz arasında oluşuyor. Ondan öncesinde ve sonrasında ne olduğu ise araştırmaya açık, hala bilinmeyen bir konu. Bizler nefes sayesinde yaşamımızı ve kendimizi her yönden iyileştirebilir, güzelleştirebiliriz..

İnsanların 90%’ı nefes alma kapasitelerinin 30%’unu kullanıyor.

Nefesimizi ciddiye almıyoruz. Daha da kötüsü, nefessizliğimizi ciddiye almıyoruz. Bedenimizi oluşturan hücrelerin tamamı oksijen bazlı olmasına rağmen biz tam ve açık bir nefese sahip olmadan bedenimize ihtiyacımız olan oksijenin tamamını sağlayamıyoruz.

Transformal Nefes® semineri içerisinde 12 tam nefes seansı yapıyoruz. Bu seanslar sayesinde nefes tamamen açılıyor, bağlantılı, doğal ve aktif şekilde akmaya başlıyor, bu da bize sağlık, enerji, canlılık ve denge olarak geri dönüyor.

Tüm negatif düşünceler ve bastırılmış duygular hücre hafızamızda negatif enerjiler olarak yer alıyor.

 Yaşamımızda travmatik veya hoşlanmadığımız bir tecrübe ile karşılaştığımızda nefesimizi tutuyoruz. Çünkü bilinçaltımız bizi bu durum karşısında korumaya çalışıyor. Bunun anlık bir yardımı olsa da nefesimizi tutmak olumsuzluğu bastırarak içimize itmemize, hücre hafızamıza hapsetmemize neden oluyor. Hücre hafızamıza hapsettiğimiz bu negativite bilinçaltımız tarafından sürekli olarak kontrol ediliyor, dışarı çıkmaya çalıştıkça bastırılıyor, bu da kendimizi halsiz ve bitkin hissetmemize, sağlığımızı kaybetmemize neden oluyor.

Hücrelerimizdeki bu negatif enerji hücre sağlığımızı, gündelik yaşamımızı, ve kendimizle ilgili görüşlerimizi negatif yönde etkiliyor. Transformal Nefes® süreci ve bedenimize giren yüksek oksijen frekansı sayesinde elektro manyetik frekansımız daha yüksek bir duruma geçiyor ve düşük enerji frekansı yüksek enerji frekansı ile karşılaştığında düşük enerji yükseğe doğru çıktığı bilinçaltımızda geçmişten kalan negatif enerjiler açığa çıkmaya ve temizlenmeye başlıyor. Transformal Nefes® Semineri içerisinde yapacağımız Transformal Nefes® Seansları negatif düşünce ve bastırılmış duygularınızı doğal ve pozitif bir duruma dönüştürecek, bu da daha neşeli, sevgi dolu, kendi ile son derece barışık ve daha sağlıklı olmanızı sağlayacaktır.

 Yaşam kaynağımız ile ancak nefes sayesinde bağlantı kurabiliyor ve yaşam enerjimizi ancak nefes sayesinde yaşamımıza alabiliyoruz.

Batı ve Doğu dinlerinde, öğretilerde ve spirituel yaşam biçimlerinde nefes Tanrı’ya ve evrensel zekaya bağlanabilmenin doğrudan ve güçlü araçlarından biri olmuştur. Nefesimizi açtığımızda nefesimiz aktive olmaya başlar. Bu durumda iken sanki biz değil içimizdeki birşey, bir güç, bize nefes aldırıyormuş gibi bir his verir. Bu, aktif durumdaki yüksek bilinç frekansları ile bağlantıya geçmemizi kolaylaştırır. Eğer bu yüksek frekansa tamamen teslim olabilirsek mistik bir tecrübe yaşamamız ve rahatsızlığımız ne olursa olsun şifa bulmamız mümkündür. Transformal Nefes® Semineri evrenin mucizevi kanunlarını kullanarak günlük yaşamımızda bile daha yüksek farkındalığı tadabilmemizi, anda olabilmemizi, aldığımız her nefeste İlahi Kaynağın yol gösterişini hissedebilmemizi sağlayacak şekilde oluşturulmuştur.

Seminer Programı:
Her gün iki tam nefes seansı yapılarak, nefesin açılması ve aktive olması sağlanır.
Nefes çalışmaları, ılık havuzda yapılacak nefes seansı gibi değişik yöntemlerle de uygulanarak, şifalandırma hızlandırılır.
Her sabah, güne harika bir Kick off ritüeli ile başlanır, seminer boyunca uygulanan çalışmalar arasında;
Tibet’in Gençlik Pınarı Egzersizleri
40 Günlük Bolluk programı
100 Neşe Nefesi ve Kundalini Nefesi
Ses Meditasyonları da bulunur

Judith Kravitz’in, spirituel bir yaşam yaratma ile ilgili bilgilerini de paylaşacağı konuşmaların yanısıra aşağıdaki konular da işlenecektir:
The Work / Çalışma - Byron Katie
The Power of Now /Şimdinin Gücü – Eckhart Tolle
Meditation and Practice / Meditasyon ve Uygulama
Dyadic Process / Diyatik Egzersizler
A Course in Miracles / Mucizeler Kursu


Transformal Nefes® süreci:
TN® evrenin şu ana kadar olan en etkili kişisel iyileştirme metodudur.

Terapist ve eğitmen yetiştirmede uzman bir kuruluş.
"Güven," transformasyonun en önemli unsurlarındandır. Değişim hiçbir zaman kolay olmaz: Zihnimizin, değişen şey ne olursa olsun, otomatik bir korku tepkisi vardır. Bu yüzden terapistlerimiz seminer boyunca kişisel destek sağlarlar. Tüm eğitmenler ve terapistler sizinle aynı süreçten geçip uzmanlık kazandıkları için ihtiyacınız olan zamanlarda ihtiyacınız olan bilgiyi, ilgiyi ve desteği verecekler, böylelikle kişisel dönüşümünüzde size engel olan her ne ise onu aşarak arınmanıza yardımcı olacaklardır.

Grup süreci ve "rahatlık" alanınızın dışına çıkma;
 Normal rutininizden, işinizden, hayatınızdan, ailenizden ve arkadaşlarınızdan ayrı geçireceğiniz bu 6 gün, size yaşamınızın dışına çıkarak yaşamınızı netlikle görme fırsatı doğuracak. Yaşamınızın, gündelik hayatın itiş kakışı olmadan transforme olması daha kolaydır. Bir yandan da bu değişimin tamamen yabancı insanların olduğu bir ortamda olması derinlerde kök salmış bir güvenlik probleminizi yüzeye çıkartıp transforme olmasını sağlayacaktır. Bilin ki her çıkış bir inişten sonra gerçekleşir, ve bir iniş tek bir nefes ile  tek bir saniye içerisinde çıkışa dönüşebilir.

Üst üste güçlü transformasyon araçları
TN® semineri başarı ve etkiden oluşur. Seminerde her anın, her saniyenin ve olan biten herşeyin bir nedeni vardır. Her adım sizi transforme edebilmek için atılır.

Geçmişinizle barışarak başlayacağız. Daha sonra "şimdi" yi kabullenişle devam edeceğiz. Son olarak ise geleceği yaratacak gücünüz üzerine konsantre olacağız.

Kişisel Transformal Nefes® Seminerinin iyi niyeti.
Judith Kravitz, eğitmenler ve terapistler bu seminere 25 yıldır destek veriyor. Şu ana kadar tüm dünyada binlerce kişi bu sistem ile tanıştı. Binlerce spirituel lider bu transformasyona destek veriyor ve TN®’nin güçlü ve saf enerjisi bize gerçek şifanın olduğu özel ve kutsal zamanlarda destek oluyor.

Seminer Ekibi Hakkında

Eğitimler her 2-3 kişi için bir yaşam/nefes koçunun desteğiyle verilir. TN® koçları ve eğitmenleri katılımcıların geçtiği aşamalardan geçmiş ve bizzat kendi deneyimleri ile profesyonel hayata adım açmış kişilerden oluşmuştur. İhtiyacınız olan zamanlarda ihtiyacınız olan bilgiyi, ilgiyi ve desteği verecekler, böylelikle sizi geri çeken her ne ise onu bırakarak teslim olabilmenize yardımcı olacaklar.

Seminer otelleri TBF tarafından, genellikle şehir kalabalığından ve hava ve manyetik kirlilikten uzak bölgelerde özenle seçilir.

Otel ücreti, seminer eğitim ücretine dahil değildir. Otel ücretleri tam pansiyon konaklama şeklindedir.




Tam Gunluk Transformal Nefes Workshop

Evet  17.Agustos.2014 de Studyo Biz de tam gunluk transformal nefes workshop i gerceklestirdik. Neler yaptik biraz bahsetmek istiyorum. Oncelikle transformal nefesin fiziksel, zihinsel ve duygusal ve ruhsal seviyelerinden bahsettik ve bunlarin hayatimiza etkilerinden konustuk. 2 tam transformal nefes seansi ve bir tanede 100 nese nefesi deneyimledik. Cesitli farkindalik calismalari yaptik. Sesin sifasindan faydalandik ve ses medtasyonu yaptik, Oyunlar oynadik. Gelen katilimcilarimiz ve nefes koclarimizla unutulmaz bir tam gun gecirdik. Dolu dolu ve keyifli bir deneyimdi. Katilimcilarimiz geldiklerinde ki stres ve sikintiyi omuzlarindan atarak ve yeni farkindaliklarla aramizdan ayrildilar. Nefeslerinin gucunu kesfettiler. Zaten asagidaki resimlerden de eglencenin ve keyfin isigi sizlere ulasacaktir. Yeni workshopumuzun da tarihi  belli oldu ve  20.09.2014 de , siz de hafta sonunda farkli bir deneyim yasamak istiyorsaniz, bekleriz.

Sevgi, nefes, isik ve askla ...







Sectigimiz renkler ve etkileri





RENKLER
Renkler hayatımızın parçası. Peki renklerin hayatımızı nasıl etkilediğini biliyor musunuz? Renk seçiminin kimi zaman karakterimizi yansıttığından ya da  seçtiğimiz rengin bize olumlu ve olumsuz etkileri olduğundan haberiniz var mı?
KIRMIZI : Bu renk canlılık ve dinamizmle ilgili bir renktir. Mutluluğu temsil eder. Kırmızı renk, fiziksel olarak; ataklığı, canlılığı ve duygusal bağlamda; bir işi sonuna kadar götüren azmi ve kararlılığı gösterir.
İştah açar. O yüzden dünyadaki gıda firmalarının çoğu logosunda kırmızıyı kullanır. Kırmızı tansiyonu yükseltir, kan akışını hızlandırır. Yanlış bir inanış vardır; boğaların kırmızıya saldırdığı sanılır. Oysa boğalar renk körüdür. Kırmızıya değil, kendilerine sallanan koyu renkli beze saldırır.
YEŞİL : Duygusal olarak bizi en çok etkileyen bir organımız olan kalp organının , bu rengin yaydığı enerji alanında olduğu düşünülür. Doğanın ve baharın rengidir. Güven veren renktir. O yüzden bankaların logolarında hakim renktir. Yeşil yaratıcılığı körükler. Bu yüzden büyük lokanta mutfaklarında yeşil tercih edilir. Hastanelerde de yeşil rahatlatıcı özelliği nedeniyle kullanılır. Yeşil alanda insanların daha az mide rahatsızlığı çektiği saptanmıştır.
SİYAH : Duygusallığı ve hüznü simgeler. Gücü ve tutkuyu temsil eder. Bizde ve batıda siyah matemi temsil ederken, Japonya'da siyah mutluluktur. Siyah fonda kullanılırsa karamsarlığı çağrıştırır. Einstein konsantre olabilmek için perdeleri siyah, gün ışığı olmayan odaları tercih ederdi.

MAVİ : Vücudumuzda boğaz bölgesini yansıtan bir renktir. Mavi renk gökyüzünün ve geniş ufukların, denizin simgesidir. Sınırsızlığı ve uzak bakışlılığı simgeler. Huzuru temsil eder ve sakinleştirir. Araplar mavinin kan akışını yavaşlattığına inanır, nazar boncuğu o yüzden mavidir. Batıda intiharları azaltmak için köprü ayaklarını maviye boyarlar. Duvarları mavi olan okullarda çocukların daha az yaramazlık yaptığı saptanmıştır.

LACİVERT : Kozmik renk olarak kabul edilir; sonsuzluğu, otoriteyi, verimliliği simgeler. O yüzden dünyadaki firmaların yarıdan fazlası logolarında laciverdi kullanır. Lacivert giyen kişiler kendilerini çok daha karizmatik ve inandırıcı hissederler. İnsanların üzerinde başarılı ve güçlü imajı bırakır.

MOR : Eskiden beri ihtişam ve lüksün son basamağı olarak düşünülür. Tarih , yüksek sınıfların, saray mensuplarının daima morla bezendiklerini kaydeder. Nevrotik duyguları açığa çıkardığından, insanların bilinçaltını  korkuttuğu saptanmıştır. İntihar edenlerin beğendiği renktir.

PEMBE : Uyum ,neşe , şirinliğin ve sevginin simgesi. Rahat hissettiren ve dinlendiren bir renktir. Bu yüzden bazı büyük mağazalar tezgahtarlarına pembe üniforma giydirir ki, müşteriler kendilerini rahat hissetsin diye. Pembe aynı zamanda çocuk rengidir.
SARI : Sarı zeka , incelik ve pratiklikle ilgilidir. Toplumsal yaşamı ve birlikte çalışmayı yansıtan bir anlamı vardır. Geçiciliğin ve dikkat çekiciliğin sembolüdür. Dikkat çekiciliğinden dolayı dünyada taksiler sarıdır. Sarı ayrıca hüzün ve özlemin rengidir. Sonbaharın tüm hüzünlü güzelliğinde onun her rengini izlemek mümkündür.

BEYAZ: Temizliği ve saflığı temsil eder. İstikrarı, devamlılığı simgeler. Politikacılar beyazı pek severler, çünkü temiz, dürüst izlenimi vermek isterler...  
KAHVERENGİ : Gerçekçiliğin, plan ve sistemin rengidir. Kansas Ünv.’de bir sergide, duvarların rengi değiştirilebilir hale getirilmiş. Fonda beyaz kullanıldığında insanlar sergide yavaş hareket etmiş. Fon kahverengiye döndüğünde ise insanlar müzede daha çok yeri daha az zamanda gezmişler. Kahverengi insanı hızlandırır. Bu yüzden fastfoodlar iç mekanda kahverengi kullanır. Kahverengi toprak rengidir. Kıyafetlerde pek tercih edilmez, çünkü kahverengi giyen insanlar kalabalıkta dikkat çekmezler.


Not : Fotograf ve yazi internetten alintidir, kaynagi bulunamammistir.

Isik hep var...






Dışındaki hava karardığında, içindeki ışığı yak..Azimli insanın güneşi içinden doğar …

Mümin Sekman


“İnsanların yaşadığı en derin kişisel yenilgi olabileceği kişiyle olduğu kişi arasındaki farktan kaynaklanır”

Ashley Montague

Mutlu olmak mi Hakli olmak mi?




Barış istersiniz. Barış istemeyen hiç kimse yoktur.
ama içinizde dramı isteyen bir şey vardır.
onu şu anda hissedemeyebilirsiniz.
içinizdeki tepkiyi tetikleyen bir durumu ya da bir olayı beklersiniz:
birinin sizi o ya da bu nedenden suçlaması, size saygı duymaması,
bölgenize izinsiz girmesi,bir şeyleri yapma tarzınızı sorgulaması,
para hakkında tartışması gibi...

o zaman içinizden yükselen ve belki düşmanlık ya da öfke kılığına bürünmüş korkuyu,
o güçlü enerji akışını hissedebiliyor musunuz?

kendi sesinizin sert çıktığını, bağırıp çağırdığınızı duyabiliyor musunuz?
zihninizin pozisyonunu, savunmak, suçlamak, saldırmak,
haklı çıkarmak için yarıştığını hissedebiliyor musunuz?

diğer bir deyişle, bilinçsizlik anında uyanabiliyor musunuz?
içinizde savaşta olup tehdit edildiğini hisseden ve ne olursa olsun
hayatta kalmaya, bu tiyatro oyununda zafer kazanan karakter olarak
kimliğini korumaya çalışan bir şeyin varlığını hissedebiliyor musunuz?
huzurlu olmaktansa haklı olmayı tercih eden
bir şeyin varlığını algılayabiliyor musunuz?

ego savaşta olduğunda, hayatta kalmak için savaşmanın bir illüzyondan ibaret olduğunu sakın unutmayın.
farkındalık, şimdiki anın içinde gizli olan güçtür.
ona aynı zamanda varlık adını vermemizin nedeni budur.

insan varlığının nihai amacı ya da diğer bir deyişle sizin var oluş amacınız o gücü bu dünyaya getirmektir.
sadece farkındalık  sizi egodan kurtarabilir ve ancak şimdi'de var olabilirsiniz."

Baris mi yoksa dram mi ?

Eckhart Tolle

Neden kizinca bagiririz ?

"Neden Kızınca Bağırırız" Hindu bir keşiş yıkanmak üzere gittiği Ganj nehrinin kıyısındayken, birbirine kızgınlıkla bağıran aile üyeleri görür. Öğrencilerine döner ve gülümseyerek onlara şöyle sorar. Neden insanlar birbirlerine öfkeli bir şekilde bağırırlar? ... Öğrenciler bir süre düşünürler, içlerinden biri "Çünkü sükûnetimizi kaybederiz ve bağırırız" der. "Ama hemen yanınızdayken neden ona bağırıyor olabilirsiniz? Ona söylemek istediklerinizi yumuşak bir şekilde de söyleyebilirsiniz" diye sorar Keşiş. Öğrenciler başka cevaplar da verdiler ama hiç biri diğer öğrencileri tatmin edecek şekilde bir cevap veremez. En sonunda keşiş şu açıklamayı yapar. İki insan birbirine kızgınken kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzaklığa rağmen kendisini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalır. Ne kadar kızgınlarsa uzağı yakın edebilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir. İki insan birbirine âşık olduğunda ne olur? Birbirine bağırmaz tam tersi yumuşak bir şekilde konuşur. Çünkü kalpleri dip dibedir. Aradaki mesafe ya yoktur ya da yok denebilecek kadar azdır..." Keşiş devam eder " Birbirlerini daha çok severlerse ne olur? Konuşmadan sadece fısıldaşarak daha da yakınlaşır ve sevgi düzeyini arttırırlar. En sonunda fısıldaşmaya da gerek kalmaz sadece birbirleri ile bakışırlar ve bu yeterlidir. Bu da insanların birbirlerini sevdiklerinde yakınlaşma anlamında ulaşabilecekleri son noktadır" Öğrencilerine bakar ve şöyle der; Tartışırken gönüllerin birbirinden uzaklaşmasına izin vermeyin. Birbirinizden daha da uzaklaşmanıza yol açacak kelimeler sarf etmeyin çünkü bir de bakarsınız ki bir gün o kadar uzaklaşmış olursunuz ki geri dönüş yolunu bulmak mümkün olmaz.


Not : Fotograf ve yazi internetten alinti olup, kaynagi bulunamamistir.