27 Mart 2013 Çarşamba

Halk'dan değil Hakk'dan gelen

Nefes sürecimi anlatan yazılara ara verip bugün yaşadığımı yazmak istedim.Hep söylüyorum olanı olduğu gibi kabul etmek işin aslı diye tabii bu o kadar kolay olmuyor yapmaya çalışınca.Bu kadar nefes yapıyorum hem kendime hem danışanlara ve bazen bakıyorum ki , hala bazı insanların davranışlarını kabul etmek çok zor.Aslında o kadar çok detay biliyorum ki bunlarla ilgili mesela karma çemberi, mesela gördüğüm  herkesin bir sebep için bu dünyada olduğu ve bana bir şeyler öğretmek için bana ayna olduğu vs... Yine de birine kızdığımda sessizce kabullenmeyi beceremiyorum.Eskiye göre daha iyiyim en azından anında tepki vermiyorum, susmayı öğrendim,yine de olması gereken gönlümle de olana kızmamak ve içimden de olsa yorum yapmamak.Okumaya yeni başladığım ve elime tesadüfen geçen bir kitapta,

'Eğer biz daima Hakk ile beraber olursak,ondan başka bir şey görmez ,bilmezsek kime kibir edeceğiz, kime gıybet edeceğiz? Çünkü bütün bu vasıflar halk ile olan muameleye mahsustur.Ama halkı görmez olursak,bu takdirde ne haset kalır ,ne riya ne kibir.Yani 'Bana bunu Ahmet yaptı, Mehmet işledi ' yahut 'Ayşe beni üzdü' demektense 'Allah beni böyle bir muameleye maruz kıldı.Gariban birisi de -zavallı-arada aracı oldu.' diyebilmek, insanın huzura ermesi demektir.İş halkın yok olduğunu kabul edebilmektir.Böylece de halktan kalben alakayı kesip, kalben biz demeyi ortadan kaldırmaktır.' 
 böyle bir paragrafla karşılaşınca tekrar düşünmeye ve dikkat etmeye  
başladım.Kitabın Nefes Yayınlarından çıkması da ayrıca ilginç tabii.Böyle bir yayın evi olduğunu da bu kitapla öğrenmiş oldum.Nasıl hayatta tesadüf olmadığına inanıyor ve elime geçen bir kitabın bile okumam gerektiği için bir vesile ile elime geçtiğini çok net biliyor isem ve kolaylıkla kabul ediyor isem aslında başıma gelen her insanla ilgili her kabul edemediğim sorunda aynı sebepten beni buluyor.Sinirlenmek,kızmak yerine olduğu gibi kabul etmek işte püf noktası burada:)

Kolaylıkla olanı olduğu gibi kabul edebildiğimiz anlar diliyorum...



Fotograf  , sevgili Nefes koçu arkadaşım Ekin Karakuş'a aittir.
Alıntı Cemalnur Sargut'un DİNLE adlı kitabındandır.

     

25 Mart 2013 Pazartesi

Nefesin Getirdikleri 2

Dünden bugüne ne değişmiş olabilir ki yazıyor diyeceksiniz.Öncelikle nefes alışım değişti.Nefes farkındalığım arttı.Sanki eskiye göre daha çok nefes alıyormuşum ve daha derin nefes alıyormuşum gibi geliyor.İlginçtir nefes aldıkça bilinçaltımda birşeylerin temizlendiğini hissediyorum.Dün mesela çok rahattım,günü çok sakin ve hiç bir şeyi dert etmeden geçirdim.İlginç bir rahatlık çöktü üstüme.Yapılacak işler yine var evet ama ben eski tez canlı ben değilim.Bri an önce olsun diye telaşlanmıyorum.Garip bir huzur ve dinginlik var.Eskiden kızdığım şeylre kızmıyorum.Eskiden taktığım şeyleri takmıyorum.Eskiye göre daha enerjiğim.Pilim hiç bitmiyor gibi çalışıyorum.Gece 12.30 a kadar hiç oturmadan temizlik yaptım mesela hiç yorulmadım.İlginç bir huzur var içimde.Ne geçmiş ne de gelecek kaygısı.Her şey kendiliğinden hallolurmuş gibi geliyor.Daha da ilginç olan, bazen öyle cümleler kuruyorum ki insanların hayatlarına yön verecek cümleler ve bunları hiç düşünmeden kuruyorum.Sanki içimde bir bilge konuşuyor da ben sadece aracıyım gibi...Bakalım nefes hayatıma daha başka neler getirecek....

21 Eylül 2012 saat 10:37

Araya hafta sonu girdi yazamadım.Şimdi düşünürken aklıma geldi ,hafta sonu nefesle ilgili ne değişiklik oldu diye, normalde yemeğe misafir aldığımda çok telaşlanırım, ya yetişmezse diye ,ne pişireceğim diye kararsızlık,eşimi amansız ederdim bana yardım etsin diye.Bu sefer Cumartesi teyzemleri yemeğe çağırmıştım.Ne yapacağıma bir gece önce pat diye karar verdim,hiç zorlanmadım.Sonra Cumartesi sabah 11.00 de kalktım ,çok erken bile kalkmama gerek kalmadı.Sadece telaşlı olup yemeği yetiştirmek bir tarafa yemek yapmanın dışında 2 çeşitte pasta yapıp bir de balkon akıttım,bir de yatak odasının perdelerini yıkayıp astım.Hiç telaşlanmadan bir sürü yemek yaptım.Hatta gidip kasaptan et alıp,pişirecektim gitmeye üşendim eşimin akşam beşte eti alıp gelmesini bekledim ve hiç sabırsızlanmadım,telaş yapmadım nasıl yetişecek her şey diye düşünmedim.Eşim eve geldiğinde ben ona hiç ne yapması gerektiğini söylemeden o bana herşeye yardım etti.Çok kolaylıkla hazırlık sürecini atlattım.Sonra anladım ki bu telaşsızlık ve dinginlik nefesden.

Elimde nefesin mucizeleri ile ilgili hala çok somut bir delil yok mesela nefes kedi,köpek korkumu geçirdi diyemiyorum henüz.Sadece kendimdeki değişiklikleri gözlemliyorum ve acaba nefesden mi diye düşünüyorum.Umarım seanslar bittiğinde elle tutulur cümleler kurabilir ve birilerinin hayatlarına dokunabilirim.Bu akşam bir seans daha var ve bakalım hayatıma ne güzellikler getirecek.

24 Eylül 2012  saat 9.31

Evett geldik 2. nefes seansını deneyimlemeye .Seansa giderken eğitmenim Burcu'nun da söyledikleri eşliğinde herşeyin bir öncekinden daha kolay olacağını düşünmüştüm.Ancak bu kişiden kişiye değişen bir şeymiş.Eğer hayatınızda mükemmeli yaratmayı amaç edindiyseniz ve her şeyi kontrol etmeye çalışıyorsanız seanslar diğer insanlara göre biraz daha zor geçiyor.Ellerim ve ayaklarım biraz fazla kasıldı.Seansın ortasında bir an ben üzerine para verip bu eziyeti niye çekiyorum diye düşünmeden edemedim.Ancak seansın sonunda mediatif dönemde yani 45 dakika nefes alıp kalan 15 dakikalık dinlenme süresinde çok ilginç bir şey oldu.Bir uyku haline geçtim,bir çeşit trans hali de denilebilinir.Başımdan,benden çıkıp gökyüzüne uzanan çok güzel ve temiz bir mavi ışık,çok huzurlu bir ışık,bir ip kalınlığında ve kuvvetli bir uğultu sesi vardı.Uğultunun seans sırasındaki müzikten geldiğini düşündüm ancak öyle değilmiş ,seans müziklerinde bir uğultu sesi yokmuş.Yaşadığımı tam olarak dile dökmek mümkün değil sanırım. Ben yaradanla bir olmak diye düşünüyorum,aslında onunla bağlantıda olmak.Ruhun bedenden yükselmesi ve yaradana ulaşması gibi.Çok ilginçti ve onca kasılmadan ve acıdan sonra sanırım nefese devam etmemi sağlayan bu seans sonundaki güzçlü bağlantı ve huzur hissiydi.Sonucu merak ediyorum tabii bu kadar zor bir seansdan sonra yaşamıma hangi gzüellikler dahil olacak:)

25 Eylül 2012 saat 10.15

Nefesin Getirdikleri 1

İlk nefes seansından sonra yaşamımdaki süprizlerden ve değişimlerden biraz bahsetmek istiyorum.Daha önce de yazdığım gibi doğum günümden bir gün önce seansa gitmiştim.Genelde doğum günümü günler öncesinden  ifşa etmeyi pek sevmem.İnsanları hediye almak zorunda bırakmak gibi  gelir bana.Doğum günü çığırtkanlığı yaptığım hiç olmamıştır.Sessiz sedasız gerçekten beni sevenlerin hatırlayacağını düşünürüm.Genelde de hengamelerle geçmez öyle zorla insanlar bir araya toplansın istemem..Eşimle yemek yeriz,kardeşim,annem ve çok yakınlarım kutlarlar.Şimdi sıra nefesden sonraki ilk doğumgünümün farkını anlatmakta:) Doğumgünümü eşim çalıştığı için yalnız geçirecektim.Nefes terapisinden geldiğim akşam eşim LOVE yazan bir çerçeve almış ve bizim farklı nişan resimlerimizi kesip içine yerleştirmişti.Ayrıca resimlerimizi yandaki fotoğraftaki gibi iple evin girişine asmış ve resimlerin üzerine de post-it le küçük sevgi notları ekleyerek bir sevgi alanı oluşturmuştu.Sabah işe geldiğimde ne telefonlar sustu ne çiçekler bitti.Kocam çiçek şeklinde meyve sepetinin yanına kocaman da gülen bir balon göndermişti.Çok yakın arkadaşım yolladığı çiçek şeklindeki keklerle 'öyle tatlı bir yıl olsun ki; ne tadından yensin ne de bitsin istensin'notunu düşmüştü, beni çok duygulandırmıştı.Sonra başka bir sürpriz arkadaşım işten çıkmış gizlice herkese haber vermiş ve bana doğum günü yemekleri hazırlamış.İlk kez belkide benden habersiz bir doğum günü hazırlığı yapılmıştı benim için. Hediyelerimden biri en çok okumayı istediğim bir kitapdi mesela.Bütün gün ki telefon trafiği, neredeyse sabahtan yatana kadar güzel doğum günü dilekleri ,facebookda bir sürü güzel doğum günü cümlesi.Aslında babamsız ilk doğum günümdü.Onsuz çok zor geçecekti.Ancak bakınca artık nefesin mucizeleri başlamıştı hayatımda.Yaşadıklarımın tarifi zor. Sunay Akın'ın çok sevdiğim bir cümlesi vardır.'İnsan hisse senetleri değil hissi senetler biriktirmelidir.' der.Ben de bu doğumgünüm de anladım ki nefesin de farkındalık seviyemdeki değişikliği ile hayatta insan biriktirmişim.Tüm gün telefonlarımın susmaması, benim için insanların önceliklerini değiştirip bir araya gelmesi ,bunca güzel cümleler...Eğer bütün bu yaşananlar nefesle olduysa iyi ki nefes girmiş hayatıma:)Vücudumdaki nefesle ilgili tek değişiklik ise dolu dolu her hücreme nefes alabilmek ya da aldığım nefesin farkında olmak diyelim.
                                                                                                                                      

                                                                                                                                  


20 Eylül 2012 saat 10:15